Kültür & Sanat
Kadıköy’de Sanata Dair: Mod-Ada Atölye & Galeri
Selahattin Pınar’ın “Bir Bahar Akşamı” rastladığı Afife’si kadar âşık olunası bir ilçedir Kadıköy. Moda’nın eşsiz serinliği, Bahariye’nin naif kalabalığı, Yeldeğirmeni’nin yokuş aşağı estetiği ile buhranlı kentimizin süslü prensesidir.
Büyüklerimizin “Kadıköy’e” değil “Kadıköy’üne” diyerek sahiplendiği, yedi yüz seksen üç küsur kilometre kare içerisinde nefes alabilme ve umutlanabilme ihtimalidir.
Sokaklarında avare dolaşmanın bile bir kafede oturup etrafı izlemek kadar keyifli olduğu Kadıköy; anlatılacak hikâyelerin, yazılacak şiirlerin ve yapılacak resimlerin semtidir. Güzel şehrimin, göğe bakan sanatçılarının ilham kaynağıdır. Nazım Hikmet’in, Cemal Süreya’nın, Faruk Nafiz’in nefes aldığı yerdir.
Semtin sanat kimliğini sahiplenen Mod-Ada Atölye & Galeri; Aydın Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Reşat Başar’ın yönetiminde, Kadıköy Cemal Süreya Sokak’ta faaliyet göstermektedir. Üstadın belki de “Vakit Var Daha” şiirini yazdığı pencere ile aynı sokağa bakan galeri, sanatseverlerin ziyaret sonrası mutlu ayrılacakları bir mekân olma özelliğini taşımaktadır.
Bugünlerde ise; Ercan Aydeniz, Ragıp Basmazölmez, Ara Güler, Cemil Ergün, Balkan Naci İslimyeli, Turgay Kantürk, Serdal Kesgin, Raziye Kubat, Şevket Sönmez, Nevhiz Tanyeli, İpek Tekil, Metin Üstündağ ve Selahattin Yıldırım’dan oluşan sanatçı grubunun çalışmalardan oluşan “HAYAT KISA KUŞLAR UÇUYOR” sergisiyle, üstadı anmaktadır. Sergi, yolu Cemal Süreya Sokak’tan geçecek herkes için 30 Ocak’a kadar devam etmektedir.
Ayrıca unutmadan…
“Yeldeğirmeni’nden denize sarpa sararak inen bir sokakta.
Vakit tamamdır diyorum. Ve sokağın sesi
Diyor ki değil daha
Vakit var daha”
1985’te İstanbul’da başlayan hikâye; beş yıllık Kocaeli molasının ardından Bostancı’da devam etmektedir. Kendisi, İstanbul’da yürüyerek ilköğretim okuluna (ki bizim zamanda ilkokul, ortaokul vardı) gidebilen son neslin insanı olmuştur. Lise yıllarında ise Bostancı-Üsküdar (2 numara) belediye otobüsü ile tanışmış ve akbili ilk kullanan öğrenci grubu arasında yer almıştır. “E” harfini gurbetçi topçular gibi biraz uzatarak söylemeye çalıştığı dönemler, Anadolu Lisesi’nde Almanca hazırlık okuduğunun bilinmesini istediği dönemlerdir. Fakat kendisi Almancayı hiçbir zaman doğru konuşamamış hatta hiç konuşamamıştır. Üniversite yıllarında sivil itaatsiz olarak sivil toplum ile uğraşmış, Kocaeli’nin gündemini Kocaeli’den daha iyi takip etmiştir. O dönemler başladığı Walkman’den kaset dinleme sevdası, günümüze kadar aksi yönde seyrederek plaktan müzik dinleme sevdasına kadar gerilemiştir. Kendisi doğuştan olmasa bile Prekazi’nin Monaco’ya attığı golden beri iyi Galatasaraylıdır.