Trafikte Sıkışanlar İçin Oyalanma Rehberi

Büyük şehirler eğlencesi, gezmesi, tozması, aktivitesi, imkanlarıyla güzel olmasına güzel hatta çok güzel amaaaa iş büyükşehirlerin trafiğine geldi mi işte başlıyoruz söylenmeye!

Her gün “ah ya” diye başlayan cümlelerle bekliyoruz o yoğun trafiğin açılmasını… Trafik işe geç kalmamıza en önemlisi eve geç kalmamıza sebep oluyor. Günün yorgunluğu artık vücudunu dile getiriyor. Vücudun dahi haykırırken “artık dinleneyim” diye, eve gidip ayaklarını uzatmak varken, o trafikte saatler geçirmek içten bile değil.

Ama gülü seven dikenine katlanır misali. Bizler de büyük şehri seviyoruz ve galiba trafiğine katlanmak zorundayız. Artık trafiğe lanetler yağdırmayı, bir kenara bırakıp, bu zorlu bekleyişten keyif alabiliriz.

Eve gittiğimiz zaman vakit bulamadığımız boş beleş işleri yapmak için uygun bir yer trafik olabilir mi? Trafikte ne yapayım diye düşüyorsanız, işte sizlere oyalanma rehberi;

Ahhhh Sosyal Medya

Ahh sosyal medya ahh… Yen neslin dünyası, biriciği, en cezb edici eğlencesi… Bizi sosyal medyaya bağlayan görüşlerimizi ya da hayatımızı paylaşmak mı? Yoksa görüşlerimizi ya da hayatımızı paylaştıklarımızdan aldığımız “like” ları bir onay olarak görüp kendimizi tatmin etmek mi?

Ya da başkalarının hayatlarına ortak olabilmek mi? Acaba bağımlısı olduğumuz şey gerçekten sosyal medya mı? Yoksa sosyal medyanın özgürlüğü mü? Bilinmez, anlatılmaz…

Ama bilinen bir şey var ki sosyal medya zamanın adeta su gibi akmasını sağlayan muhteşem bir araç. Trafikte de sosyal medyanın adeta sihirli değneğini size değdireceğini unutmayın. Sevgilimizin eski sevgilisinin hayatına kadar uzanabildiğimiz, bilhassa biz kadınların bu işi hemen her gün yaptığımız sosyal medyanın, anne, teyze, dayı gibi cazibeleri de yok değil.

Akrabalarımızın fotoğraflarımıza attığı yorumlar yahut sosyal medya hesapları açar açmaz önce akrabaları engelleyen nesil olarak bizler “kalk kız soğan doğra” realiteliğini de unutmuş değiliz.

Sosyal medyayı biraz daha eğlenceli kullanmayı öğrenirseniz değmeyin keyfinize. Aleyna Tilki ne yapmış, Acun mu evlenmiş, eski karısına şu kadar mı tazminat veriyormuş falan filan atın hepsini bir kenara…

Bir fıkra, bir karikatür okuyun, Cem Yılmaz dinleyin, komedyenleri takip edin belki de o trafikte yüzü gülen tek kişi siz olacak ve evinize varana kadar güleceksiniz.

Müziğin Keyfine Var

Boş beleş işler dedik ama müzik hiç de boş beleş bir iş değil. Gün içinde iş yoğunluğu eve gittiğimizde yorgunluk falan derken belki de müzik dinlemeye hiç vaktimiz kalmıyor. Müzik dinlemenin bile çok lüks geldiği zamanlar olabilir. Çünkü günümüz dünyasında ve günümüz yoğunluğunda müzik dinlemek yapamadığımız eylemlerden oluyor.

Yoğun ve stresli trafikte ise müzikle gününüze biraz renk katabilirsiniz. Çünkü müziğin ruhu dinlendirdiği, cana adeta can kattığı bir gerçek. Eğer ki kendi aracınız varsa ve özel aracınızla trafiğe çıkıyorsanız o halde en sevdiğiniz şarkılardan oluşan bir albüm yapmalısınız. Toplu taşımada seyahat ediyorsanız da müziği her neyden dinlerseniz dinleyin, mp3, mp4, cep telefonunuz fark etmez, fark eden tek şey listenizin en sevdiğiniz müziklerden oluşması…

Müzik dediysek de tabi yine size kalmış ama hüzünlü şarkılar yerine, iç kıpırdatan, hareketli müziklerden yana tercihinizi yaparsanız, hayatın keşmekeşliğini biraz da olsa üzerinizden atabilirsiniz. Eski 45’likler, 80’li yılların 90’lı yılların şarkılarını dinleyerek, müzik dünyasını keşfetmek için de zaman bulmuş olursunuz.

Kitap Kurtluğu Yapmaya Ne Dersiniz?

Kitap kurtları zamanı, mekanı fark etmeksizin ellerinde bir kitapla dolaşırlar. Onlar için ne zaman önemlidir, ne de nerede oldukları… İşte, otobüste, seyahatte, öğlen arasında, gece uyurken, ufacık bir  boşlukta onlar hep kitap okurlar. Bir sayfa olsa yeter.

Peki, siz de biraz kitap kurtluğu yapmaya ne dersiniz? Hiç fena olmaz diyebilir misiniz? Sevdiğiniz türden bir kitabı daima yanınızda bulundurabilir ve bu sayede trafiğin yarattığı can sıkıntısından bir nebze de olsa kurtulabilirsiniz.

Ayakta bile kalsanız metronun o tıklım tıklımlığında okuduğunuz kitap ile birlikte belki Rönesans dönemine, belki uzaya kadar gidecek hayal alemlerine dalacaksınız.